Posted on

Ben Esra telefonda seni boşaltmamı ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

Babes

Berdel 10: Sütannem Züleyha TeyzeHidayet giyinmeye başlamışken Ömer elini yakalayıp “nereye hey, işimiz var dedik!” dedi. Hidayet elini kurtarmaya çalışıp “bitti diyom la, bitti tamam!” diyerek şalvarını giymeye çalıştı. Ama Ömer onu bırakmaya niyetli değildi. Elindeki şalvarını tutup yere attı. Bunun üzerine Hidayet Ömer’e vurmaya kalktı ama elbette gücü yetmiyordu. Ömer’in elinde çırpınıp duruyor, Türkçe ve Kürtçe küfürler savuruyordu. Ömer ise pis pis gülüyordu onun bu haline.“Bak bu işi güzellikle halledelim, zorla olmasın!” dediğinde Hidayet “sen git ananın götünü sik!” dedi öfkeyle. Ömer “verse sikecem!” dedi sırıta sırıta. Kadınla aklı sıra dalga geçiyordu. Hidayet ona ayağıyla vurmaya kalktığında “ee, amına koyduğumun orospusu!” diyerek suratına sert bir tokat attı. Hidayet’in yanağında patlayan tokat açık havaya rağmen yankılandı. Hidayet yüzünü tutuyor, korku dolu gözlerle Ömer’e ve bana bakıyordu.Kaçamayacağını anladığında “o yapmasın ama istemiyom!” dedi beni göstererek. Zaten yapmıştım, bir daha yapmaya niyetim yoktu. Ömer’e “sen takıl, keyfine bak!” dedim. Bunun üzerine Ömer soyunmaya başladı. Hidayet ise halen yerde duran battaniyenin üstüne uzandı sırtüstü. Onları izlemek için orada kaldım. Ömer Hidayet’in bacak arasına yerleşti, dizlerinin üzerindeydi. Ayak bileklerinden tutarak bacaklarını kaldırıp geriye attı iyice. Hidayet’in beyaz götü kalkarken tabak gibi önündeydi Ömer’in. Göt deliği sikmemin etkisiyle açılmış, genişlemişti epeyce. Ömer görüntünün güzelliği karşısında daha da heyecanlanmıştı. Hidayet ise başına gelecekleri bekliyordu çaresizce. Ömer’in kalın yarağı yavaş yavaş Hidayet’in götüne girmeye başladı. Hidayet “ayyyy, ahhhh!!!” diyerek inlerken “yavaş ol lan!” dedi Ömer’e sert bir sesle. Ömer ise onu duymuyordu, zevke gelmişti. Yarağın deliğin içinde ilerlemesini izliyordum. Hidayet ıkınıp kasılıyordu. Benden sonra Ömer’in yarağını yemek canını daha da acıtmıştı. Ömer götünde gidip gelmeye başladığında seri bir şekilde derin nefesler alıp vermeye başladı.“Üfff, bu ne lan, acayip bi şey emmoğlu!” diyerek yaşadığı heyecanı belli ediyordu Ömer. Hidayet’in götü onu çıldırtmıştı. Kadının kalçalarından sıkıca tutuyordu. Götüne daha çok sokmaya çalışıyordu yarağını ama göt deliği hepsini almamakta inat ediyordu. Yine de Ömer pes etmedi ve öne doğru kaydı dizleri üzerinde. Daha çok yüklenmeye başladı. Hidayet’in seri nefes alışları hızlanmıştı. Elleriyle yerden destek almaya çalışıyordu. Açıktaki memeleri ileri geri oynuyordu durmadan. Yarağım manzara karşısında sertleşmeye başlamıştı ama aralarına katılmaya hiç niyetim yoktu. Ömer’in hareketleri gittikçe hızlanmaya, Hidayet’in göt deliği de açılıp genişlemeye başlamıştı. Çektiği acılar da azalmışa benziyordu. Ömer öne doğru eğildi, yarak göt deliğinde birden kendine açık bir yol bulmuş gibi ilerledi ve nerdeyse taşaklarına kadar giriverdi. O an Hidayet “ahhhh!!!” diye bir çığlık kopardı ama artık çok geçti. Ömer var gücüyle yükleniyordu götüne. Yarak kafasından köküne kadar girip çıkıyordu göt deliğine. O an Ömer “emmoğlu çeksene beni!” diyerek pantolonun cebindeki telefonunu almamı istedi. Telefonu aldım ve videosunu çekmeye başladım. Neden böyle bir şey istediğini anlamasam da kimi zaman uzaktan, kimi zaman yakından sikişmelerini çektim. Ömer artık boşalacak noktaya gelmiş, Hidayet ise kıvranmaya, inlemeye devam ediyordu. Bir an önce götünden çıkmasını istiyordu. Sonunda Ömer inleye inleye boşalıp götünden çıktığında Hidayet derin bir nefes alıp verdi. Göt deliğinin ağzı döllerle kaplanmıştı. Ömer kalkmış yarağını sıvazlıyordu. Hem Hidayet’in hem de Ömer’in videosunu çektim bu haldeyken de. Hidayet “ne çekiyon orospu çocuğu!” diye küfür etse de Ömer “çek emmoğlu çek!” diyerek yarağını sallayıp gösteriyordu.Sonunda Hidayet kalktı. Acı ile kıvranıyordu. Adım attıkça küçük bir inilti ağzından çıkıyordu her seferinde. Şalvarını giyinip üstünü başını düzeltti. Her şey tamamlandığına göre telefonu almamın vakti gelmişti. Hidayet telefonumu yanında getirdiği küçük bir market poşetine koymuştu. Kendi telefonu ve bir şişe su vardı torbada. Bir anlık dalgınlığından faydalanıp torbayı kaptım ve telefonumu aldım içinden.“Ne yapıyon orospu çocuğu, telefonu ver!” diye bağırınca “ulan bir göt sikmeye telefon mu verilir!” dedim. Hidayet elimden almaya kalkınca gerisin geri ittim, kıç üstü yere düştü. O an bir taş aldı yerden ve fırlattı. Taş başımı korumaya aldığım sol elime geldi. Ömer sert bir tokatla karşılık verdi Hidayet’e. Elimde açılan yaraya sigara tütünü bastırdı. Hidayet çok kızgındı, ben de kızgındım ama daha fazla uzatmak istemedim. Zorla arabaya bindirdik Hidayet’i. Arka koltukta söylenip duruyordu. Bedavaya götünü siktirmenin sakarya escort siniriyle dolmuş, öfkesini kusmaya çalışıyor ama bizden korktuğu için yapamıyordu. İnmesine yakın bendeki 20 lirayı verdim. “Al, en azından para vermiş olalım!” dedim. Sinirle parayı elinde sıktı. İnerken kapıyı sertçe kapatıp ana avrat küfürler etti…Köye geldiğimizde Ömer kendi evlerinin önünde park etti arabayı. “Hadi gel yemek yiyelim, hem şu eline bakalım!” deyince “gerek yok ben eve giderim, zaten tokum!” dedim. Ancak Ömer çok ısrarcı olunca “tamam!” diyerek indim arabadan. Eve girerken “sikişmek acıktırdı oğlum beni!” dedi sırıta sırıta. Annesi Remziye yengem beni görünce sevindi. “Hoş geldin, nerdesin lan, hiç gelmiyon bize, hep o sümüklü Hasibe karısının yanındasın!” dedi saçımı okşayıp. “Yok yenge, ne işim var benim onunla!” dediğimde kızar gibi yapıp “lan serseri o zaman ne diye dün traktöre atlamış tarlaya gidiyodun onunla, gördüm sizi!” dediğinde “ya, zorla götürdü beni!” dedim ama yengem “hadi hadi, kandırma beni!” dedi çok bilmiş gibi.3 elti içinde en genci Remziye yengemdi, 34 yaşındaydı. O da annem ve Hasibe yengem gibi 15 yaşında evlenip 16 yaşında anne olmuş bir kadındı. 4 çocuk annesiydi. Kocasının Hasibe yengemle ilişkisi olduğunu biliyor ve bu nedenle de ondan nefret ediyordu. Ama aile içinde bu nefretini gösteremediği için onunla arasını mecburen iyi tutmaya çalışıyordu. Uzun boylu, yapılı bir kadındı. Pek güzel sayılmazdı ama yine de çekiciliği olan bir kadındı bir köylü için. Şişkin yuvarlak memelerini pek çok kez görmüştüm. Küçük oğlunu yanımda emzirdiği zamanlarda hiç çekinmeden memelerini açardı. İki de kızı vardı. Büyük kızı 16 yaşındaki Zehranur idi ve annemin gelin adayı olan kızdı. İşveli Kübra yerine gelin olarak görmek istediği kız Zehranur idi. Zehranur annesi gibi uzun ve yapılı bir kızdı. Annesi gibi uzun beyaz yüzlü, büyük kahverengi gözleri olan biriydi. Beyzanur ile aynı yaştaydı. Hatta Beyzanur’dan sadece birkaç hafta küçüktü. Her iki amcam da karılarını yakın zamanlarda sikip hamile bırakmıştı. O yüzden kızlarına da birbirine uyumlu isimler koymuşlardı.Zehranur çalışkan ve iyi huylu bir kızdı. Kübra’nın zıddı bir karaktere sahipti. Annesi yokken bu yaşında evi çekip çevirme işini yerine getiriyordu fazlasıyla. Yengem de beni damat olarak görmek istediği için kızıyla aramızı yapmaya çalışmıştı epey bir zaman. Ancak Zehranur o zamanlar çok küçüktü. Ama şimdi 16 yaşında gelinlik bir kız olmuştu. Yengem elimi görünce “ne oldu, nerde oldu!” diye sordu. “Düştüm!” dediğimde “benim sıpaya takılırsan böyle düşersin işte!” dedi. Ardından “şu elini yıkayıp gel, pansuman edelim, mikrop kapmasın!” diyerek mutfağa yolladı beni. Zehranur beni mutfakta görünce şaşırdı. “Hoş geldin ağam!” dedi ürkek bir sesle. Benden 3 yaş küçük olduğundan saygılı bir şekilde hitap ediyordu. “Sağ ol, nasılsın Zehranur!” dediğimde “hamdolsun!” dedi. Elimi musluğun altına uzattığımda suyu açtı. “Gelirken düştüm, taşa çarptım!” dediğimde yan gözle bakıp “geçmiş olsun!” dedi. Ömer’in bastırdığı tütünler suyun altında akıp kayboldu. Derken yengem geldi. Elinde bir şişe kolonya vardı. Havluyla elimi kurulayıp Zehranur’dan temiz bir tülbent getirmesini istedi. Kolonyadan bolca döktü yaranın üstüne. Sızıdan yerimde zıplarken “ne oluyon lan, nasıl erkeksin sen!” dedi gülerek. Kolonyadan sonra yara merhemi sürdü ve Zehranur’un getirdiği tülbentle sıkıca sardı elimi. Köy yerinde bu tip yaralanmalar sıkça olduğu için yengem evde her zaman bu tip ilk yardım ilaçlarını, malzemelerini bulundururdu. Az sonra yengemle kızı benim için ufak bir sofra kurdular. Acıkan Ömer’di aslında ama sofra benim için kurulmuştu. Ömer saldırdı tarhana çorbasına. Ben de yavaş yavaş yemeye başladım. Yengem ve Zehranur ahıra indiler sonrasında. Ömer bunu fırsat bilip Hidayet’in yanında başka kadınların da olduğunu, parası olduğu zaman da onlarla sikişeceğini söyledi. “Oğlum gencecik kızlar var lan, üff, görsen var ya dibin düşer şerefsizim. Ama onlar daha çok para istiyor. Bu salak karı gibi 50 liraya sikemezsin onları, daha çok vermek gerek!” dedi. “Bakarsın o da olur!” dediğimde “İnşallah!” dedi keyifle.Yemek sonrası biraz muhabbet ettim Ömer’le. Bana Merve’den bahsetti. “Acayip kız lan o, at gibi şerefsizim, onu da kardeşini de altlı üstlü sikerim var ya!” dedi ağzının salyaları akarak. Zeynep Teyzenin kızı Merve için böyle söylemesi hoşuma gitmedi. “Amcam anasından sonra onu getirecekmiş, öyle demiş babama!” dediğinde “bilmiyorum!” dedim omuz silkerek. O sırada telefonum çaldı arayan Kübra idi. Ömer’in yanında konuşmak istemediğim için meşgule verdim. “Ben gidiyorum!” diyerek ayrıldım Ömer’in yanından. Eve giderken Kübra yeniden aradığında adapazarı escort açtım. Sesi endişeli geliyordu. “Niye açmadın, nerdesin!” derken lafını kesip “ne oldu kız, ne var!” dedim sertçe. “Bu şerefsiz bizi görmüş!” dediğinde “hangi şerefsiz!” diye sordum. “Beyzanur şerefsizi!” dedi fısıltılı bir sesle. Gördüğünü tahmin etmiştim zaten. O yüzden üstünde durmadım. “Gördüyse gördü, ne yapalım!” dediğimde “ne demek ne yapalım, anneme söylerse ne olacak!” dedi korkuyla. “Korkma, söylemez!” dedim onu sakinleştirmeye çalışarak. “Nerden biliyorsun!” diye sordu bu sefer. “Söylemez korkma, hem ben konuşurum onunla, sen rahat ol!” dedim ve kapattım telefonu. Gerçi Beyzanur ile ne konuşacağımı bilmiyordum ama o an Kübra’ya söyleyecek başka bir şey bulamamıştım. “Ben ablanı götünden siktim, aramızda kalsın, kimseye söyleme!” mi diyecektim kıza? Bir anlık azgınlıkla bir iş yapmış şimdi de doğabilecek sonuçlarından korkuyorduk…Eve geldiğimde üst taraftan dolanmak istemediğim için ahırın kapısından girip merdivenleri çıktım. Babam gelmişti anlaşılan çünkü sesleri geliyordu ve yatak odasından gelen seslerdi bunlar. Karyolanın gıcırtısı odanın açık kapısından eve yayılıyordu. Babam gündüz vakti Zeynep Teyzeyi sikiyordu. Benim geleceğimi düşünmemişler ve sikişirken odanın kapısını kapatma ihtiyacı hissetmemişlerdi. Tahta zemine fazla ses çıkarmaması için dikkatlice basarak kapının önüne geldim. İçeri bakmadan önce sesleri dinledim. Babamın homurtuları yatağın şiddetli gıcırtılarına karışıyordu. Arasına bir kadının iniltileri de giriyordu. Ama bu sesler hiç Zeynep Teyzeden çıkan seslere benzemiyordu, başka bir kadının sesleriydi. Nitekim başımı uzatıp bakınca babamın siktiği kadının küçük amcamla arasındaki konuşmaya konu olan yakın akrabamız ve komşumuz Züleyha Teyze olduğunu gördüm. Züleyha Teyzenin sol ayağı babamın omzunda sağ ayağı ise altında kalmıştı. İki bacağı epeyce açılmış ve babam da arasına girmişti. Babamın sırtı bana dönüktü, Züleyha Teyzenin ise yüzünü görebiliyordum az da olsa. Babamın kıllı ve kaslı götünün yanakları kasılıp gevşiyordu durmadan. İleri geri hareketlerle kadının amına sokup çıkarıyordu yarağını. Züleyha Teyzenin beyaz yüzü kızarmıştı. O ara iki pencere arasındaki boy aynasına kaydı gözlerim. Yatağı görüyordu ve Züleyha Teyzenin sikişmenin şiddetiyle oynayan, löpürdeyen kara sivri uçlu memelerini gördüm. Tombul ve büyük memeleri sallanıyordu durmadan. Tabanı kararmış ve nasırlaşmış sol ayağı babamın omzunda ileri geri oynuyordu. Babam homurtulu sesler eşliğinde sikiyordu teyzesinin kızını. Cemşit Amcanın karısı ve arkadaşım Halil’in annesiydi, kendimi bildim bileli evimize girip çıkan annemin en yakın arkadaşlarından biriydi. Ama şimdi onun yatağında kocasıyla sikişiyordu.Züleyha Teyze 42 yaşında 6 çocuk annesiydi. Geniş kalçaları, iri memeleri olan beyaz tenli tipik bir Anadolu kadınıydı. Şalvarlarının içinde dolgun kalçaları oynar ve yanından geçen erkeklerin dikkatini çekerdi. Başını büyük türbanlarla sıkı sıkı bağlardı hep. Güzel bir kadındı, annem gençliğinde daha güzel olduğunu söylerdi. Ancak peş peşe 6 çocuk doğurmak ve ahırda, tarlada köpek gibi çalışmak kadını genç yaşında yaşlandırmıştı. Saçları yarı yarıya beyazlamış, alnında kırışıklıklar oluşmuştu. Giydiği gömleklerin düğmesi zor kavuşuyordu memelerinden dolayı. Onlarla 6 çocuğunu ama aynı zamanda beni de emzirmişti. Yani bir yerde sütannemdi. Halil ile aynı yaştaydık, aramızda birkaç ay vardı. Annemin sütü azaldığında Züleyha Teyze beni de hiç çekinmeden emzirmişti. O memelerden ben de zamanında kana kana süt içmiş, onları emmiş, içime çekmiştim. Ancak çok küçük olduğumdan aklımda kalmamıştı bunlar. Züleyha Teyze sütannem olduğu için kızı Mihriban’dan hoşlanmama rağmen nikâhımız düşmeyeceğini biliyordum. Öz kardeşim sayılıyordu Mihriban. Uzaktan, platonik bir aşktı benimki, içimde yaşadığım bir şeydi. Ama köyün en güzel kızlarından olduğu da bir gerçekti. Halil’den ve benden iki yaş küçüktü. Biraz geriye çekilip aynadan izlemeye başladım. Babamın kıllı götündense Züleyha Teyzenin yüzünü ve memelerini görüyordum bu sayede. Züleyha Teyze keyiften mi yoksa pişmanlıktan mı anlamadığım sesler, iniltiler çıkarıyordu durmadan. Kadının uzun iniltileri babaannemin romatizmaları azdığında çıkardığı seslere benziyordu. Bu ara babam sağ ayağını kaldırdı, Züleyha Teyzenin altında kalan sağ ayağını kaldırdı ve omzuna attı. Şimdi iki bacağı da babamın omuzlarındaydı. Beyaz kalın bacakları oklava gibi dimdikti. Babam ileri doğru kaydı yatakta ve amına girdi yeniden. Züleyha Teyzeden “ahhhh!!!” diye ince bir ses çıktı. Hemen ardından da babam amına pompalamaya başladı. Kalçalarından tutuyordu Züleyha Teyzenin. Memeleri sakarya escort bayan ileri geri sağa sola löpürdüyordu durmadan. Karnının kat kat etleri de sütlaç gibi titriyordu. Karyolanın gıcırdamaları artıyordu her geçen saniye. Ve bu seslere Züleyha Teyzenin amından gelen osuruğa benzer sesler karışıyordu. 6 çocuk doğurduğu amı genişlemiş, açılmıştı ve sikişmenin etkisiyle sesler çıkarıyordu. Aynı zamanda yoğun ve şiddetli “şlap şlap şlap şlap!!!” sesleri yatak odasından eve yayılıyordu. Babamın homurtuları tam gaz devam ederken Züleyha Teyze baygınlık geçiren biri gibi “ayyy, ahhh!!!” seslerini derinden ve ince şekilde çıkartıyordu.Derken babam amından çıktı. Yatağın üstünde dikilmişti. “Domal hele kız!” demesiyle Züleyha Teyzenin doğrulup köpek gibi domalması bir oldu. Sütannemin büyük ve geniş bir amı vardı, bu amdan ses çıkması değil çıkmaması garip olurdu. Amın hemen üstündeki geniş kara delik de gözümden kaçmadı. Babamın küçük amcamla grup yaptığı sütannemin göt deliği epey açılmış, genişlemişti.Babam eğildi, ayaklarını ayırdı, kalkık yarağını tutup Züleyha Teyzenin içi karanlık bir çukura benzeyen amına soktu. Ellerini beline atmıştı Züleyha Teyzenin. Belini ve götünü hızlı hızlı indirip kaldırmaya başladığında yarak amın içine boydan boya girip çıkıyordu.Züleyha Teyzenin kocaman beyaz ve yağlı göt yanakları babamın yarak darbelerinden nasibini alıyor, titreyip oynuyorlardı. Şişkin sarkık memeleri sürekli sallanıyordu. Demir karyolanın ortası çökmüş gibiydi. Sürekli yaylanma ve gıcırdama sesleriyle sanki feryat ediyordu emektar karyola. Onca sene babamın annemi hunharca sikmelerine dayanmıştı, annemden sonra da başka kadınların sikilmelerine dayanıyordu. Züleyha Teyzenin kasıkları babamın yarağını sokmasıyla içeri çöküyor, ardından açılıyordu. Amının etrafı kararmış ama tıraşlı ve temizdi. Bir süre devam etti babamın amını sikmesi. Ardından amından çıkardığı yarağını sol elinin parmaklarıyla ayırdığı göt deliğine soktu. Yarak saniyesinde götüne dibine kadar girmişti. “Ihhhh!!!” sesi Züleyha Teyzenin dudaklarından odaya yayıldı. Babam nefes nefese kalmış halde eğilip kalkmaya başladı. Sütannemin göt deliği babamın yarağına cömert davranıyordu. Onu büyük bir istekle içine alıyordu. Kim bilir bu zamana kadar kaç yarak yemişti o göt. Karşımdaki manzara çoktan yarağımı kaldırmıştı. Onu okşayıp sıvazlamak, 31 çekmek istiyordum. Ancak yatak odasının kapısı bu kadar açıkken odama geçmek, kapısını kapatmak mümkün değildi. Ben de mecburen pantolonun üstünden yapıyordum bunu. Babamın homurdanmaları çoğalmaya, Züleyha Teyzenin inlemeleri artmaya başladı. Babam boşalmaya yaklaşıyordu ve kıllı götünü daha hızlı kaldırıp indirmeye çalışıyordu. “Şlap şlap şlap şlap!!!” sesleri beynimin içinde yankılanıyordu. Züleyha Teyzenin göt yanakları sanki tokatlanıyor gibi sesler çıkarırken biber gibi kızarmıştı. Bu arada götünden de osuruğu andıran sesler çıkmaya başlamıştı. Sadece amı değil göt deliği de ses veriyordu Züleyha Teyzenin. Yarağın deliğin içinde her girip çıkması tuhaf sesleri odanın içine yayıyordu.Sonunda babam ayı gibi homurdanarak boşaldığında ben de boşalacak hale gelmiştim. Züleyha Teyzenin göt deliği babamın döllerini içmişti. Babam yarağını çıkarırken döl niyetine bir şey görünmüyordu. Züleyha Teyzenin açılmış kara göt deliğinden şiddetli bir osuruk sesi geldi o sırada. “Ne oldu kız gene ossurdun!” dedi babam yatağın üstünde ayakta dururken. Normalde de heybetli, sert bir adamdı babam ama şimdi bu haliyle gözümde daha da büyümüştü. “Sen sıçmadığıma dua et!” dedi Züleyha Teyze yanıt olarak. Sikişmeleri bitmişti, beni fark edebilirlerdi. Yavaşça gerisin geri ahıra inen merdivenlere yöneldim. Kısa süre sonra merdivenlerden ayak sesleri geldi. Hemen samanların arkasına saklandım. Züleyha Teyze elinde plastik beyaz bir kova ile göründü. Babam yoktu. Kovayı yere koydu ve ineklerin arkasında bir yere geçip şalvarını indirerek çömeldi. Çişini yapıyordu. Epey uzun sürdü işemesi, samanların arasından bakıyordum. Beyaz dolgun götü birkaç metre ötemdeydi. Sonunda kalktı ayağa, beyaz külotunu ve şalvarını düzeltirken nasıl olduysa beni fark etti. “Lan Reşit ne arıyon orda!” dediğinde doğruldum. “Beni mi gözlüyon yoksa sıpa!” dedi gülerek. “Şey, yok!” dedim ama inanmamıştı. Yine de kızgın görünmüyordu. Beni yanına çağırınca ürkek adımlarla gittim. Babamın altında çırılçıplaktı ama şimdi çiçekli basma şalvarı ve uzun kollu gömleğini giymiş, başını eski büyük türbanıyla çenesinin altından bağlamıştı. Her zaman olduğu gibi gömleğinin düğmeleri koptu kopacaktı.Saçımı okşayıp “nasılsın, ne ediyon, bu akşam bize gel, dolma saracam!” dedi. Plastik kovada üzüm yaprakları vardı. “Zeynep karısından aldım!” dedi kovayı göstererek. Oysa Zeynep Teyze evde yoktu. Yalan söylüyordu. Bir anlık cesaret mi yoksa salaklık mı anlayamadığım bir şeyle “Babamla sikiştiğini gördüm!” dedim. O an beyaz yüzü kızardı, bir eliyle ağzını kapatırken diğer elindeki kovayı yere düşürdü…

Ben Esra telefonda seni boşaltmamı ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir