Posted on

Ben Esra telefonda seni boşaltmamı ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

Amateur

YASAK DUYGULAR 8
Mutfakta yemek hazırlarken kendimi garip hissediyordum. Perdelerimi tamamen kapatmak zorunda kalmıştım çünkü ilk defa mutfağımda, sadece iç çamaşırlarım ile yemek hazırlayacaktım.
Aslında beni gayet heyecanlandıran bir eylemdi bu. Daha önce, böyle yapacağımı hiç düşünmemiştim. Ama yapıyordum işte. Yumurtaları kırdığım sırada oğlum içeri girdi. Üzerini giyinmiş, saçlarını taramıştı. Hazırlanmıştı. İlk defa, bu kadar hızlı bir şekilde. Onu böyle motive edebileceğimi bilmiyordum. Bu yöntem gerçekten de inanılmaz etkiler yapıyordu. Bu, beni bile şaşırtmıştı. Daha öncesinde hiç bu kadar dediğimi yapan, hemen tepkiler gösteren biri olmamıştı. Resmen ne istersem yaptırabiliyordum ona. Elimde sihirli bir değnek vardı sanki ve yapmam gereken tek şey sallamaktı. Sonrası, sihir gibi işliyordu zaten.
“Gel bebeğim, otur hızlıca yemelisin. Geç kalmak istemezsin.” dedim ona doğru dönerek göz kırptığım sırada.
Hemen oturdu, sadece kalçalarıma bakıyordu. Kalçalarıma iyi bakmıştım. O yüzden onun bu bakışları beni şaşırtmıyordu. Ancak bir yandan da… Hoşuma da gidiyordu…
Hemen önündeki tabağa, ısınmış tostunu koydum. İkiye bölmüştüm.
“Hadi canımın içi, hızlı ye. Çay mı içeceksin, yoksa portakal suyu mu?” diye sordum.
O sırada hafifçe eğilmiş olduğumdan, gözleri sütyenimin üst kısmından gözüken göğüslerime dikilmiş bir haldeydi. Sanki hipnoz olmuş gibi, yanıt vermiyordu. Tezgahın önüne döndüğümde, tekrar gözleri kalçalarıma takılmış durumdaydı.
“Canım?” diye sordum bir anda uyanmış gibi oldu. Kafasını hafifçe salladıktan sonra, gözü tekrar önündeki tabağına dönmüştü.
“Portakal suyu mu, çay mı?” diye sordum bir daha gözlerinin içine bakarak.
“Hmm… Portakal suyu…” dedi, resmen içi geçiyordu. Bana bakarken, bu kadar etkileneceğini bilmiyordum. Halbu ki plajda da görmüştü kaç kere. Bir de giydiğim bikiniler genelde dar olurdu. Ona rağmen böyle bir etki bırakmak şaşırtmıştı beni de. Sanırım aradaki fark tamamen psikolojikti. Sonuçta plajda pek çok çıplak beden vardı ben de oradaki normal insan profilinden biriydim. Ancak, mutfakta iç çamaşırları ile kahvaltı hazırlayan bir anne… İşte sıra dışı olan buydu.
Buzdolabının kapısını açtım ve uzanıp portakal suyunu aldım. Kapağını açtıktan sonra, üst raftan aldığım bardağa doldurdum. Bardağı elime alıp, masaya doğru yürürken, belime bakıyordu, bacaklarıma… Ve de göğüslerime, önündeki yemeğine dokunmamıştı bile. Amacımı kaçırmaya başlamıştım ve bu durumu hiç istemiyordum.
Bardağı masaya koydum, koyarken, direk göğüs dekolteme kaymıştı gözü. Gerçekten de etkimde kalmıştı, sanki hipnoz olmuştu. Bu durum, çok garip geliyordu. Ancak içimde bir şeylerin de harekete geçtiğini hissediyordum. Daha önce hissetmediğim bir takım duyguların, bir ateşin ilk kıvılcımı o anda çakmıştı sanki. Daha önce bana hiçbir erkek böyle hayran bir şekilde bakmamıştı. Bu bakışlardan, asla ama asla tereddüt etmezdim. Çünkü onun kalbindeki sevginin saflığını, sıcaklığını gayet iyi biliyordum. O daha doğar doğmaz şekillenen bir durumdu bu. O daha, doğar doğmaz böyle olacağını biliyordum. O kutsal bağ, o zamandan beri vardı.
“Ama böyle olmaz…” dedim suratımı asarak.
Hemen o anda dikkati yüzüme çevrildi. Bana bakıyordu, tam da gözlerimin içine.
“Nasıl olmaz… Anne… Ne olmaz…”
Tedirgin olmuştu. O anda aklında başka bir şey olduğu için ne söylediğimi duyduğunu bile sanmıyordum.
“Bebeğim, bak yemeğini yiyip okula gitmen gerekiyor. Sınava hazırlanacaksın ve ödevini vereceksin. Unuttun mu? Hadi o tostu bitir…”
O anda yemeye başladı. Ağırdan alıyordu ama yine de. gözleri istemsiz olarak kalçalarıma kayıyordu.
“Sen de… Yemeyecek misin… Anne…”
Düşünceli oğlum benim, her zaman beni de düşünürdü. Daha bebekken bile bir şey yerken benim de yememi isterdi. Ben yediğimde, bana gülümseyerek bakar, birden kahkaha atardı. Onun bu haline bayılıyordum.
“Canım sen ye, ben atıştırırım. Şimdi canım istemiyor.” dedim.
Bir şey demedi, önüne döndü ve yemeğini yemeye devam etti. O sırada portakal suyundan da bir yudum almıştı. Ama yine de çok hızlı yemiyordu.
“Tamam bakalım… Bu böyle olmayacak…” dedim ve ona doğru yürümeye başladım.
“Ne olmayacak anne…” dedi sessizce.
“Hayatım yetişemeyeceksin böyle yersen, nasıl olacak yani? Geç kalacaksın bak kaç kere söyledim?” diye sordum.
Yüzünü yere eğdi.
“Ben… Pek aç gibi değilim…” dedi.
“Hayır, okulda zihninin iyi olmasını istiyorum.” dedim tam onun dizlerinin dibine dizlerimin üzerine çöktüm.
“Anne… Ne yapıyorsun…” dedi. Sesindeki o şaşkınlık hoşuma gitmişti.
“Şşşt… Sen yemeğini ye, eğer hızlı yersen, ben de seni hızlıca rahatlatacağım. Hadi, gitmen gerekiyor.” dedim ve kemerini açtım.
“Biraz bana doğru dön bebeğim, ama dikkat et. Tabağının üzerinde ye, yere dökülmesini istemeyiz değil mi?” dedim neşeli bir sesle.
Cevap vermedi, sadece dediğimi yapıyordu. Bu da gerçekten hoşuma gitmişti. Sanki onun erkekliğine dokunduğum anda onu istediğim herşeyi yaptırabildiğim bir köleye çeviriyordum. Erkeklerin bu özelliği gerçekten çok hoşuma gidiyordu. Hiçbir kadın böyle hareket etmezdi ama erkekler çok basit düşünebiliyordu. Hem de aşırı düzeyde…
Bana döndükten sonra düğmesini ve fermuarını açtım. Daha sonra hemen boxerının üzerinden erkekliğini okşamaya başlamıştım. Zaten biraz sertleşmişti bile. Doğaldı bu, önünde diz çökmüş, sadece iç çamaşırları ile duran annesini görünce etkilenmesi son derece normaldi. Aksi türlüsü, anormal bir durum olurdu zaten.
“Tamam bebeğim, hadi yemeye başla.”
O sırada gerçekten de iştahlı bir şekilde yemeye başladı. Bana bakmıyordu, sadece yemeği ile ilgileniyordu.
Ben de erkekliğini boxerından kurtardım ve elimle sıkıca kavradım. Zaten biraz sulanmıştı, hemen başının o taraflarda baş parmağımı gezdirdim ve oradaki sıvıyı alıp tüm yüzeye dağıttım. İyice kaygan olmasını, beni iyice hissetmesini istiyordum.
Yemeğini yerken, bir anda duraksadı ve bana baktı. Bakışlarındaki hayranlığı hissedebiliyordum.
“Önüne dön, yemeğini ye. Hadi.” dedim ve işime devam ettim. Elimde bir anda sertleşmişti, ne kadar hızlı sertleştiğine ben bile inanamıştım. Dediğimi yapmaya devam ettiğinde benim ellerim de hız kazandı. Bir anda damarlarına dolan kanı hissedebiliyordum. Kalp atışının hızlandığını, heyecanlandığını hissedebiliyordum.
Ellerim iyice hızlanmışken bir anda bana döndü, dikkatlice bana bakıyordu. Tam kızmaya kendimi hazırlamıştım ki tabağının boş olduğunu gördüm. Yüzümde bir gülümseme belirdi. Oğlum, sözümü dinliyordu. Hem de çok hızlı bir şekilde yapıyordu bunu.
“Ahhh….” diye inlediğinde geriye doğru yaslandı. Duvara iyice yaslandığında, bacaklarını bana doğru uzatmış ve iyice açmıştı. Ona doğru emekleyerek yaklaştım ve şimdi daha yakındım. Dirseklerimi bacaklarının üzerine koydum ve ona mastürbasyon yapmaya devam ettim.
“Oh….” inlerken, gözlerini kapatmıştı. Kim bilir neler hayal ediyordu. Gerçi tam önünde iç çamaşırlarımla, yarı çıplak bir halde duruyordum. Dantelli çamaşırlarım, bedenimi daha çok ön plana çıkarmıştı. Onun gördüğü şekilde ise nasıl göründüğümü hayal bile edemiyordum. Şu anda hiç aklına gelmeyen bir durumu yaşıyor olmalıydı. Annesi, sadece iç çamaşırları ile önünde diz çökmüş onu tatmin ederken o da kahvaltısını yapıyordu. Dünya’da gerçekten çok az insanın sahip olabileceği bir ayrıcalıktı bu.
Birden kasılmaya başladı. Eliyle omzumu sıkıca tutup beni kendine çekti. Gözlerini sıkıca kapatmıştı.
“Ohh… Çok güzel… Anne…”
Geliyordu, hissedebiliyordum. Erkekliğinin şiştiğini, avucumu daha çok doldurduğunu hissedebiliyordum.
O anda aklıma geldi, peçete almayı unutmuştum. Ve ilk kasılmasında havaya doğru fırlayan beyaz sıvı, saçlarımın üzerine geldi. Hemen gözlerimi kapattım.
Sıkıca tutmuştum, rahatça boşalmasını sağlıyordum. Pantolonuna gelmesin diye iyice ona doğru eğilmiştim.
Ve olmuştu.
Yüzüme, göğüslerime boşalmıştı.
Gözlerini açtığında, göğsü hızlıca inip kalkıyordu.
Yüzünde bir gülümseme vardı…
Benim de öyle…

Ben Esra telefonda seni boşaltmamı ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir